İhrâmcızâde İsmail Hakkı Toprak K.s.

1880 tarihinde Sivas’ta dünyaya gelmiştir. Ecdâdı, Kabe’nin örtüsünün değişimi ve bakımı ile uğraştığından dolayı İhramcılar diye anılır. Bu nedenle İsmail Toprak’a, İhramcızâde de deniliyor..

Babası Hüseyin Hüsnü, Sivas’ın ağalarındadır. Annesi Ayşe Hanım, Medine-i Münevvere şehrindendir ve halk arasında “Nilli Hâtun” diye meşhurdur.. Nesebi Hz. Hüseyin(R.a.) ‘e dayanır. Babası evlendikten sonra uzun süre çocukları olmamış daha sonra İsmail dünyaya gelmiştir.

İlk tahsilini ve rüştiyeyi tamamladıktan sonra Sivas Şifaiyye medresesine kaydoldu ve devrinin geçerli ilmî olgunluğunu burada elde etti.

Annesi Ayşe Hanım’ın ifadesine göre, İsmail 6 yaşında ibadete başlamış çocukluk ve yetişmesi döneminde iyi bir terbiyeden geçirilmiştir. Annesi O’na “Oğlum, ben sana abdestsiz süt vermedim, sen de abdestsiz su içme!” diye ikazda bulunmuştır.

Rüştiyede okurken Sivas’ta ikamet eden Arap Şeyh ve Mor Ali Baba adlı iki Halvetî şeyhine oniki yıl süreyle hizmet etmiştir. Daha sonra Arap Şeyh, O’na izin vererek daha da ilerlemesi için başka şeyhlere gitme imkânı vermiştir. O da Tokat’ta bulunan annesinin şeyhine, Mustafa Hâki Efendi’ye intisap etmiştir. Hâki Hz. vefat edince Mustafa Tâki Hz.’ne intisap etmiştir. Mustafa Tâki Hz.’de vefat edince kendisi irşat makamına geçmiştir.

İsmail Toprak Hz’nin çok az ihvânı olmasına rağmen kısa bir zamanda Cezayir’e kadar ulaşan geniş bir coğrafyada çok sayıda bağlısı ile dikkat çekmiştir. Mürşidlik görevi tam kırk sekiz yıl sürmüştür. O’nun Çorumlu Pîr Efendiden icâzetli Hacı Ahmed Niksâri hazretlerinden de icazetli olduğu kaydedilir..

İsmail Toprak Hazretlerinin ilk ders almaya başladığı zamanlarda eser vermek istediği, yazdığı bazı nûshaları Mustafa Tâki Hz.’ne gösterdiği, Tâki Hz.’nin de bir hikmete binâen yazmamasını tavsiye ettiği rivayet edilir..

İcazet aldığında başına sarık sarmaya başlayan İsmail Hakkı Toprak Hz.’ne bir gün babası, “Oğlum, Sen sarık ol.” diye telkinde bulununca, işin özünü kavrar ve bir daha sarık sarmaz.

Oğlu Kazım Toprak’ın bir çocuğu olmuş, adını şeyhine hürmetten “Mustafa Hâki” olarak koymuştu. Bu torunu ne zaman yanına gelse, şeyhinin adına hürmetten, ayağa kalkardı.

İsraf konusunda çok duyarlı olduğu için ihvânına “ya bizi, ya sigarayı terk edersiniz” derdi..

1925 senesinde irşâd etmeye başlayan İhramcızâde İsmail Hakkı Toprak Hazretleri, 1969 yılında Sivas’ta vefat etmiştir. Kabri, Sivas’ta Ulu Câmi karşısındadır. Rahmetûllahi Aleyh.

98 tane halife yetişrdiği ifade edilir. En meşhûrlarından bazıları;

Eynesilli Hacı Mustafa Eren (k.s.),
Cencinli İbrahim Başar (k.s.),
Ömer Başar (k.s.),
Berber Bekir (k.s.),
Hasan Akyol (k.s.),
Hayyat Mehmet Gündüzoğlu (k.s.),
Hafız Hakkı Ürgüp (k.s.),
Darendeli Hulûsi Ateş (k.s.)…

Kendisinden sonra Eynesilli Pîr Efendimiz Mustafa Eren Efendi Hazretleri; 1991 yılında 22 temmuz Salı gününe kadar bu görevini sürdürmüştür.

22 sene bu makamda kaldıktan sonra, 63 yaşında Hakk’a kavuşmuştur (Rahmetûllahi aleyh). Kabr-i Şerîfi, Giresun’un Eynesil ilçesinde kendi yaptırmakta olduğu iki camiiden biri olan Yeşil Camii önündedir.

Mustafa Eren Efendi Hazretleri (k.s.)’nden sonra da bu görev, halifesi Hacıbey Efendi Hazretleri tarafından sürdürülmektedir.

Cenab-ı Mevlâ, sırat-ı müstakim üzere olan bu yolun büyüklerinin himmetinden ve dâhi O’nların gönlünden ve bu yoldan bizleri ayırmasın; her dâim, sırat-ı müstakim üzere yol alanlardan eylesin. (amin)

Print Friendly, PDF & Email
13 / 100